Peribacaları, taşlara oyulmuş mağara evleri, dehlizleri, sıra dışı güzellikte dünya ile yarışan butik otelleri, kiliseleri ile adeta bir Açıkhava müzesi Kapadokya. Erciyes ve Hasandağı’nın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların, yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla oluşan peribacaları, günümüzden 60 milyon yıl öncesine kadar dayanıyor.
Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” olarak bilinen Kapadokya da o kadar çok rivayet var ki… Bölge’ye yerleştirilen güzel atlar, Roma Stadyumlarında yarıştırılırmış. Halk bu yarışlardan kazanılan paralarla vergilerini ödermiş. Ben o kadar güzel atlara rastladım ki, bu rivayete inanmak istiyorum. Kapadokya, Ortadoksluk’un temellerinin bölgede atılmasından dolayı Hristiyan Alemi için çok önemli.
Bahar’da açan gelincikler ve bademler ayrı bir mutluluk saçıyor etrafa.
Yıllar önce Kapadokya ziyaretim sırasında, bir kere ziyaret edilip daha sonra ziyaret edilmesi gerekmediğini gerektiğini düşünmüştüm. Açıkçası yanılmışım. Bana da hak vermeniz lazım ilk ziyaretim 28 sene önceydi. Etraf çok bakirdi. Şimdi ise bambaşka güzellikte.
Yıllar sonra, Museum Otel’deki görevim nedeniyle sık sık ziyaret etmeye başladım bölgeyi. Ben seviyorum Kapadokya’nın gizemli havasını. Oradaki sessizlik beni inanılmaz dinlendiriyor. “Huzur bulmak için nereye gidelim?” diye bana sorduklarında, ilk aklıma gelen destinasyonlardan biridir Kapadokya. Yurt dışında birisiyle tanışırsanız, ilk sorduğu soru Kapadokya ile ilgilidir. O kadar popüleritisi fazla.
İstanbul’dan uçakla 1 saatlik mesafede. Kapadokya, Kayseri Havaalanı’na bir saat uzaklıkta. Nevşehir havaalanına daha az uçuş var, bahar aylarında ise Nevşehir daha aktif.
Kaya yerleşimler, orijinaline sadık kalınarak eşsiz butik oteller yaratılıyor Kapadokya’da. Bazen de çok kötü eserlere de rastlayabiliyorsunuz. Bu da turizm için kanayan bir yaramız diyelim.
KARLIK EVİ
Eski bir Turizmci dostumun bizleri tanıştırmasıyla başladı Karlık Evi ile bağlantım. İstanbul’daki tanışma sonrasında neredeyse iki hafta sonra Kapadokya’daydım.
Sahibi Abdullah Bey, tam bir Kapadokyalı. Samimi, içten ve keyifli. Sahibi olduğu Karlık Evi’nin ambiansı da tam bir aile yaşamını yansıtıyor.
Geleneksel Anadolu Kültürü’nün yansımalarını yaşayacağınız, kendinizi gerçekten de evinizde hissedeceğiniz keyifli bir otel Karlık Evi. Ne kadar Abdullah Bey, otel olarak görmese de. Misafirlerini kendi evlerinde hissetmeleri için gerçekten de çok emek sarfetmiş. Buraya gerçekten de keyif düşkünlerinin gelmesi lazım. Kurallar tamamen kaldırılmış. Kahvaltı istediğiniz saatte, istediğiniz yerde yapılabilir. Kısıtlama yok…
Bahçesi, havuzu, manzarası ile insanı gerçekten de büyülüyor. Duvarlarda asılan tablolar, antikalar, sıra dışı objeler ise çok keyif verici.
Zorunlu olmadığım sürece otellerin lobisinde zaman harcamayı sevmem, ama burada şömine başında ayrı bir enerji buldum ben… Bir yandan da vadinin manzarasını kaçırmamak için burayı gözüme kestirdim. Önündeki balkon ise baştacım. Türk kahvenizi burada tatmanızı öneririm. Karlıkevi’nde hanımlara Türk kahvesi yanında güllü lokum ve yanında sunulan sularının içinde gül yaprakları, beylere ise naneli lokum ve sularının içine nane yaprakları ile kahve sunumu yapılıyor.
Her biri birbirinden farklı dekorasyona sahip 22 odalı otelde, odalar farklı renklerle dekore edilmiş. Ve odalar numaralarıyla anılıyor. Benim favorilerim arasında; 201,304, 308 bulunuyor. Odaların hepsi farklı açılardan manzaralara sahip. Her türlü konforun düşünüldüğü odalarda, değişik aksesuarlara rastlayabiliyorsunuz.
Unutmadan size de bahsedeyim; Asmaların altında kahve keyfi sürerken, dallardan damlalar aktığını gördüm ve öğrendiğime göre, bu damlaların çok şifalı olduğu ve gözünüze sürdüğünüzde çok fayda göreceğinizi öğrendim. Hatta dalların altında dakikalarca durup, damlaların boşa gitmemesi için oldukça çaba sarfettim.
Karlık Evi’nin terasından seyredeceğiniz gün doğumu ve gün batımı ise ömre bedel.
Abdullah Bey’in kendi gözünden bile sakındığı kızlarım dediği atları ise gerçekten de büyüleyici güzellikte. Neden “güzel atlar diyarı denildiğini “anlıyorsunuz herhalde. Hepsinin isimleri ve hikâyeleri var. Yakında doğum yapacak olan kızını göremedim ama size görmek nasip olur inşallah. Yeni bir tay geliyor Karlık Evine.
Kapadokya’ya her gidişimde kitap götürürüm fakat bir kere bile okuyamadım inanın bu eşsiz manzara karşısında.
Her sene sanatçıları ağırlarmış Karlık Evi. Orada resim yaparak, bir hafta boyunca dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sanatçılar burada ağırlanırmış. Yapılan eserlerden bazıları ise duvarları süslüyor. Tam bir sanat merkezi gibi.
Sabah 05:00- 05:30’da başlar benim için Kapadokya… Gökyüzünde süzülen balonları seyrederim. Balonların gökyüzünde süzülüşleri sırasında, peribacalarını, küçücük köyleri gökyüzünden seyretmek olağanüstü güzellikte.
Abdullah Bey, ne kadar bahsetmemi istemese de belki başkalarına örnek olsun diye anlatmam gereken bir şey var. Her sene bağlı bulunduğu Lösev Derneği’nden gelen, kanser hastalığı atlatmış misafirleri de benimle birlikte otelde konaklıyorlardı. ”Çocuklarım geliyor diye” gerçekten de ayrı bir telaşı vardı. Zor bir mücadele ile hastalığı yenen çocuklarımıza moral olsun diye harika bir program hazırlamışlar. Geziler, partiler, eğlenceler gerçekten de muhteşemdi. Hepsi o kadar memnundu ki size anlatamam. Türkiye’nin her bölgesinden gelen birbirinden değişik hayat hikâyelerine sahip gençler. Kimi 13, kimi 17 yaşında. Yanlarında iki tane pırlanta yöneticileri ile. Güldük eğlendik, şarkılar söyledik. Ben onlardan bir gün önce dönmek zorundaydım ama aklım onlarda kalmadı desem yalan olur. Söz verdik bağlantımızı koparmayacağız diye. Yüzlerindeki mutluluğu gördüm ya daha çok şeyler yapmamız gerektiğini düşünmeye başladım. Çok güzel projeleri var. Yakında sadece onlara destek vermek için bir Ankara seyahati bile göründü. Umarım bir parça da olsa benim de bir katkım olur.
Kapadokya’da ziyaretiniz sırasında yapılması gerekenler
Göreme Açık Hava Müzesi mutlaka ziyaret edilmeli. Ortaçağ kaya kiliseleri ve birbirinden güzel freskleri seyre doyamayacağınız kadar güzel.
Sabah 05:00’de balon turuna katılarak Kapadokya’nın eşsiz doğasını keşfedin. İnanın hayatınızda yaşayacağınız harika bir deneyim olacak.
Mustafapaşa ( Sinosis ) Aya Nikola Manastırı’ndaki ikonaları incelemenizi öneririm.
Atv, scooter, bisiklet kiralayarak bölgenin en ücra köşelerine bile ulaşabilirsiniz.
Daha anlatamadığım çok şey var Kapadokya hakkında. Bu kadar güzel olan bir yer tek seferde anlatılamaz. Yeni bir yazı da yakında gelir.
Kapadokya’nın gizemli büyüsüne kapılmanız dileğiyle!
Sevil DENİZ
www.sevildeniz.com
instagram sevildeniz












